TARİH VE MEKÂN
{{item.tarih}}, {{item.mekan}}
Yaklaşık 60’ sürer; ara yoktur.
Etkinlik ücretsizdir. Rezervasyon gereklidir. Rezervasyon için tıklayın.
Yazan: Özen Yula
Yöneten: Berfin Zenderlioğlu
Dramaturji: Egemen Kalyon
Işık Uygulama: Polat Niloğlu
Işık Tasarımı: Alev Topal
Asistanlar: Mia Elif Öcal, Merve Akpınar
Oynayanlar: Gökay Müftüoğlu, Serkan Altıntaş
“İnsanın elinde sadece bir hikâye ile kalakalması çok acayip. Düşünsene başka hiçbir şeyin yok. Bir hikâye sadece. Anlatsan olmaz, unutsan kıyılmaz bir hikâye.” İstanbul’un bu aralar ilgi gören yaşam alanlarından Yeldeğirmeni’nde geçen oyunda İranlı bir öğretmenle bir Türk dizi senaristinin hikâyesini izleriz. Tanışmaları ve birbirlerine hayatlarından söz etmeleri belirgin bir yakınlaşmaya yol açarken, öte yandan ileriki zamanlarda bu ilişkinin dinamiklerine dair de ipuçları barındırır. Belki de Attilâ İlhan’ın dediği gibi “Olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması”dır onların karşılaşması. İki ayrı karakter, iki farklı coğrafya, iki farklı yaşam biçimi ve ayrı seçimler yeni bir anlam kurabilir mi iki insan için? Hele de ortalık yerde bir kurtulma ve var olma çabası söz konusuyken? Yoksa İbn-i Haldun’un 14. yüzyılda çoktan noktayı koyduğu gibi, “Coğrafya kaderdir” deyip geçer miyiz buradan? Sonuçta kulak verirsek onlara, belki de derler ki: Bir Hikâyemiz Var Bizim… Bazen şehirler durak olur insanlara, bazen insanlar o şehrin durağı. Tahran’dan Avrupa’ya uzanan bir yolun durağı İstanbul. Tamamlanmayı bekleyen bir aşkın hikâyesi, tıpkı oyunun karakterleri gibi yarım kalan yanlarıyla, kendi dilinden seyircisine sesleniyor oyun ve soruyor; madun konuşabilir mi?