TARİH VE MEKÂN

23,24 Mayıs, 20.30, Kenter Tiyatrosu

YENİ TİYATRO TOPLULUĞU

  • Yazan: Kobo ABE
  • Tiyatroya Uyarlayan ve Yöneten: Jaroslaw BIELSKI
  • Yönetmen Yard.: Manuel DOMINGUEZ
  • Edebiyat Danışmanı: Mukadder YAYLACIOĞLU
  • Müzik: Michael J. COHEN
  • Işık: Emilio BUGALLO
  • Dekor ve Kostüm: Malgorzata ZAK
  • OYUNCULAR: Kadın-Socorro ANADON, Erkek-Chema de MIGUEL, Köylü-Adriano PRIETO, Erkek Oyuncular-Carlos MARTINEZ, Adriano PRIETO, Ressam-Carlos MARTINEZ

Topluluğun yol ve nakliyat masraflarını karşılayan İspanya Kültür Bakanlığı, İspanya Dışişleri Bakanlığı Sanat Birimi’ne ve IBERIA Havayolları’na teşekkür ederiz.

Topluluğun yol ve nakliyat masraflarını karşılayan İspanya Kültür Bakanlığı, İspanya Dışişleri Bakanlığı Sanat Birimi’ne ve IBERIA Havayolları’na teşekkür ederiz.

The Marmara İstanbul’a değerli katkılarından dolayı teşekkür ederiz.

“Kum Kadın”

İspanyol grup Compania Nuevo de Teatro (Yeni Tiyatro Topluluğu) 5. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’ne, Japon yazar Abe Kobo’nun romanından uyarlanan La Mujer de la Arena (Kum Kadın) oyunuyla katılıyor. Uyarlamayı yapan Polonya’lı Jaroslaw Bielski aynı zamanda oyunun yönetmeni.

Asıl adı Abe Kimisufa olan yazarın, en önemli yapıtı olarak nitelenen “Kum Kadın”, 1964 yılında sinemaya da uyarlanmış, Hiroshi Teshigahara’nın yönettiği film Cannes Film Festivali’nde ödül kazanmıştı. Kobo’nun yapıtlarına hâkim olan ve “uygarlığa aykırı bakış” olarak nitelendirilebilecek çizgi, Kum Kadın’da da kendini hissettiriyor.

Kum böceklerini inceleyen bir böcekbilimci, kendini nereden geldiği belli olmayan, ama her şeyi örtüp yok edecek denli güçlü bir kum nehrinin içinde bulur. Bütün çabalarına karşın bir hapishaneye dönüşen çukurdan çıkamaz. Bir kum nehrinin ortasında iradesizce sürüklenerek yaşamayı kabul eder. Boyun eğmiştir ve umutsuzdur. Yaşadığı sıkıntıları hafifletmek için aynı mekânı paylaştığı “kadın”ın cinselliğine sığınır. Kadın böcekbilimcinin tersine, kum çukurunda yaşamayı kabul etmek niyetinde değildir. Sonsuz enerjisiyle her şeyi örtüp yok edecek bu güce direnmeye çalışır.

Bu birliktelik, bir anlamda, iki farklı tutumu karşı karşıya getirir. Bir yanda, durumu kabullenerek ortaya çıkan trajedinin suçunu başkalarına yükleyen umutsuz sürükleniş, diğer yanda, karşı koyarak varoluşunu sürdürme çabası. Topluluğun kurucularından ve oyunda “kadın”ı canlandıran Socorro Anadon, bu karşılaşmayı, tüketime programlı kent toplumuyla, tek amacı varlığını sürdürmek olan ilkel toplumun yan yana gelmesi olarak niteliyor.

Abe Kobo, Japon anlatı sanatının geleneğine bağlı kalarak, yapıtında ahlaki sonuçlara götürecek öyküleme tekniğinden uzak duruyor. Okuyucu ya da izleyiciyi, farklı yorumlanabilecek bir metaforun içine çekerek, onu soru ve yanıtlarıyla baş başa bırakıyor. Örneğim, “Kum Kadın”dan hareket ederek, insanoğlu olarak onbinlerce yıl süren serüvenin sonunda yarattığımız “imparatorluk” ile bütün kuralları verili olan, üyelerine boyun eğmekten başka seçenek bırakmayan bir karınca kolonisi arasında kolayca koşutluk kurulabilir. Böyle bir metafor, bir canlı türü olarak yeryüzünde kurduğumuz “saltanatın” aslında bir “karınca imparatorluğu” olduğunu irkilerek hissetmemizi sağlayabilir. Kumda yaşayan böceklerini incelediğini düşünen bir böcekbilimci içinden çıkamadığı kum yığınında, araştırdığı yaratıklardan birisi olup çıkabilir. Bir özne olarak varoluş verili koşullara boyun eğişle, bulunan noktayı kabullenmeyi sağlayacak akla uydurmalarla ve sıkışmışlık duygusunu hafifletecek telafi oyunlarıyla bir nesne olarak varoluşa dönüşebilir.

Nasıl yorumlanırsa yorumlansın, Kobo’nun gerçek olmayan, giderek saçmalaşan dünyasının, bizi, yaşamı görmediğimiz biçimde görmeye zorladığı kesin.

Yeni Tiyatro Topluluğu’nun tiyatro anlayışı ile Kobo’nun “görmeyi sağlayacak yeri arama” mantığı sahnede birbirini bütünlüyor. Topluluk, yönetmen Jaroslaw Bielski ve Socorro Anadon tarafından 1989 yılında Madrid’te kurulmuş. Geleneksel repertuarın dışına çıkıp, tiyatroya yeni metinler kazandırmak, temel hedeflerinden biri. Çünkü yeni sahne metinlerinin, yeni tiyatro biçimlerini zorlayacağını düşünüyorlar. “Kum Kadın”da böyle bir çabanın ürünü. Ayrıca, topluluk sözün tiyatrodaki mutlak iktidarına inanmıyor. Metni, içeriği izleyiciye aktaracak biricik ve temel anlatım aracı olarak görmüyor. Bu yüzden oyunda, dekor, kostüm, boşluk, ışık ve metin eşit öneme sahip unsurlar olarak beliriyor.

“Kum Kadın”, topluluğun gerçekleştirdiği dördüncü oyun. Daha önce, Polonyalı yazar Bogouslaw Schaeffer’in “Dört Oyuncu İçin Dörtlü” adlı oyununu yine Bielski yönetmiş. Hayli beğeni toplayan bu oyun İspanya’nın Mijas şehrinde gerçekleştirilen yarışmada en iyi oyun ödülünü kazanmış. “Kum Kadın”da böcekbilimciyi oynayan Ohema de Miguel ise en iyi erkek oyuncu seçilmiş.

Yönetmen Bielski toplulukla yaptığı çalışmaların yanı sıra, Madrid Dramatik Sanatlar Yüksek Okulu’nda hocalık görevini de sürdürüyor.
Yeni kuşaktan önemli pek çok tiyatro sanatçısının eğitiminde Bielski’nin emeğinden söz ediliyor.

Oyunun dekorlarını, Bielski gibi Polonya’lı olan Malgorzata Zak gerçekleştirmiş. Ressam ve sahne tasarımcısı olan Zak altı yıldır İspanya’da çalışıyor. Kadın’ı oynayan Anadon, çok başarılı bir oyuncu olmasına karşın, televizyon ve sinemaya pek sıcak bakmaması ve “katıksız tiyatro”da ısrar etmesi nedeniyle İspanya’da çok tanınan bir yüz değil.
Kum Kadın, çok farklı kültürlerden gelen sanatçıların elinden çıkmış bir oyun. Bu nedenle seyrederken dil sorunu yaşamayacağız. Karakterler, mekânlar, tepkiler, umutsuzluklar, sevinçler hep tanıdık olacak. Sözcükler de tanıdık olacak. Kimbilir, belki de, Kobo’nun bu hikâyeyi bizden çaldığını düşüneceğiz. Halil BEYTAŞ

Yukarı