TARİH VE MEKÂN
22,23 Mayıs, 20.30, Taxim’s Night Park
TUNCEL KURTİZ VE GRUBU
- Yazan: Günümüz İçin Bir Ayin - Nazım HİKMET
- Yöneten: Tuncel KURTİZ
- Dramaturg: Daniela OHLSEN
- Müzik: Hans TSCHIRITSCH, Tuncel KURTİZ
- Işık: Franz STAUDINGER
- Fotoğraflar: Rebii Yetiş
- OYUNCULAR: Tuncel KURTİZ, Heike BRIKMANN, Claudia DREWITZ, Elvira ORTIZ, Barbara SCHEDIWG, Ulrike SCHERER, Ingrid SLAVIK, Zafer R. YAVCAN
Mekanı tahsis eden Sayın Metin Fadıllıoğlu’na teşekkür ederiz.
Şeyh Bedreddin
İnsanlığın düşünce tarihinde, genel olarak denilebilir ki, en verimli gelişmeler farklı düşünce tarzlarının birbiriyle çakışması sonucu oluşmuştur. Bu farklı düşünce tarzlarının kökeni, insanlık kültürünün değişik anlarından veya değişik dönemlerinden, değişik kültürel çevrelerinden veya değişik dini geleneklerinden kaynaklanabilir. Farklı düşünce tarzlarının gerçek etkileşim sağlayabilecek kadar birbirleriyle çakışması, yani en azından birbirleriyle bağdaşmaları sürekliliği gerçekleşirse, işte o zaman umut edilebilinir ki, yeni ve ilginç gelişmeler süregelsin. Werner Heisenberg
Fizikte, gözlemleyen ve gözlenilen nesne arasındaki çizginin belirlenemeyeceğini kanıtlayan büyük bir bilginin sözleri; Bedreddin’in de “ben”, ve “sen” ve “Allah” arasındaki ayrımı görmediği gibi.
15.yy.’ın başlarında, her yerde sosyal bunalımların ve din felsefesi alanında reformların oluştuğu, Osmanlı döneminde köylülerden oluşan halk ayaklanmasının öncülüğünü yaptı, Şeyh Bedreddin ve müritleri komün anlayışı içerisinde, tüm insanların kardeşçe yaşamlarını, tüm canlıların eşitliğini ve küçük Asya Tipi üretim tarzını benimsediler. Amaçlarına ulaşabilmek için Müslümanlar, Hristiyanlar, Yahudiler ve diğerleri bir araya gelip, kendiliğinden oluşan bilinçlenmeyle özgürlük için savaştılar. Ekonomik, politik, dinsel, kültürel ve bireysel bütünsellik için!
Tuncel Kurtiz bu gelenekten yola çıkarak, Nazım Hikmet’in “Şeyh Bedrettin Destanı”nı sahneledi. Öykü kendine öz ritimlerle iki dilde anlatılıyor. Türkçe bölümünü Tuncel Kurtiz, Almanca bölümünü Heike Brinkmann oynuyor. Bu ikiliye Avusturyalı sanatçılardan oluşan bir grup eşlik ediyor. Bu ülkede yaşayan, kendi seslerinin duyulmasında ısrar eden, diyalog arayışı içinde olan insanlar.
Hiçbir ulusun global problemlere duyarsız kalamayacağı çağda Heisenberg’in alıntısını kendi özdeyişimiz ve istemimize göre yükseltiyoruz. Birbirlerine saygınlığı olan kültürlerin aralarında diyalog olmazsa -birbirlerine eşit insanlar arasında olduğu gibi- gelecekteki problemler, ne ulusal ne de global çözümlenebilir. Biz bu süreci hızlandırmak istiyoruz. Tabii ki sadece ufak bir adım bu. Belki de başlangıç...
Nazım Hikmet’in deyimiyle: “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine...” Nasıl bir orman çeşidi bitkilerden oluşuyorsa, toplumda değişik kültür, dil, ritim, dış görünüm, din, karakter ve canlılıktan oluşur. Müzikte buna çokseslilik denilir. Yeryüzünde Özgürlük ve Barış! 1420 yılında Şeyh Bedreddin ve taraftarları idam edildiler. Bugün güçlüler ve hükmedenler bizi desteklediler. Ve şimdi umut ediyoruz ki, onlar da- tüm seyircilerimiz gibi- bize gerçekten kulak verirler.
(Oyunun program broşüründen alıntı)