MÜNİH ÖZGÜR TİYATRO

  • Yazan: William SHAKESPEARE
  • Yönetmen: George FROSCHER, Kurt BILDSTEIN
  • Sahne ve Teknik: Ulrike KAHLE, Emanuel KOLB, Hermann KLEINE-SONNEFELD
  • OYNAYANLAR: Eva DIETZELBINGER, Kerstin FISCHER, Martina COUTURIER, Kurt BILDSTEIN, Reinhold BEHLING, Peter PRUCHNIEWITZ, Wolfgang TRIETZE, Axel MEYER

“MACBETH”

Çağdaş ve avangard batı tiyatrosunun özelliklerinden biri, gerek yönetmenlerin gerekse oyuncuların klasik yapıtlara olanca bireysellikleri ve yazınsal metinlerin sahne sanatı için ancak bir çıkış noktası olduğunu vurgulayan bir yaratıcılıkla yaklaşmaları. Bu bağlamda yönetmen, klasik metinlerdeki iletiyi ve öyküyü değiştirebiliyor, başka bir deyişle yapıtı bugünün gözüyle yorumluyor. Olay örgüsü ve iletisi bakımından metne bağlı kalınan durumlarda bile, yönetmenin kendince önemli saydığı motifler yepyeni anlatım biçimleriyle vurgulanıyor. Müzik, dans gibi öğelerle zenginleşen yeni biçim denemeleri ve anlatım olanakları, ortaya geleneksel kalıpların dışına çıkan bir tiyatro çıkarıyor. Sinemanın estetik etkisini yakalamaya çalışan çarpıcı bir görselliğin, biçimsel öğelerin ağır bastığı, öykünmeci tiyatrodan uzaklaşan bu anlayış izleyiciyi yer yer yadırgatabiliyor ama aynı anda da onun ufkunu, bakışını değiştirip onu yepyeni dünyalar bulgulamaya yöneltebiliyor. İşte Shakespeare’in Macbeth’i bu yaklaşıma zemin oluşturabilecek zenginliklerle dolu kuşkusuz. Macbeth’da iktidar hırsı, politik oyunlar, bireyin iç çatışmaları, vicdan ve ahlak sorunu gibi son derece çağdaş motiflerin yanı sıra iyi ve kötünün mücadelesinde iyinin zaferi, insanın önceden belirlenmişliği ve yazgının egemenliği, yönetim biçimindeki ilişkiler bakımından statikonun korunması, savaşın olağanlığı gibi bugünün açısından tartışmalı motiflerle de karşılaşlıyoruz.

Urieies Theater München’in oynadığı Macbeth nasıl bir Macbeth? Alman eleştirmenlerin ortak kanısı, George Froscher ve Kurt Bildstein’in sahneye koydukları Macbeth’in hem tematik hem de biçimsel açıdan bir tiyatro olayı olduğu yolunda:

“Trompet sesleri. Katiller ve kurbanlar sahneye girer. Ordu uygun adım yürümektedir. İktidarı henüz meşrulaşmamış zorba, sağ elinde bıçağı, sahnede salınarak açgözlülükle dişlerini göstermektedir. Peki, kral nerede? Sahnede haki üniformalar egemen. Aralarında Lady Macbeth. Vamp bir kadın olarak değil, bir erkek olarak. Savaşçı ritüeller. Çığlıklar ve fısıltılar. Sırıklara asılı ölüler. Konuşmacının aracı sözcükler değil, hançerler. Bir kan denizi bu.”

“Macbeth’i diğer Şehir Tiyatrosu sahnelemelerinden, “psikolojicilik” oynamaktan vazgeçmesi ayırıyor. Bu aşınmış tavır, oyuncuların rollerinden doyum elde etmelerini sağlasa da, oyun kişilerinin toplumsal konumlarını gölgeler.”

“Macbeth’i tahta ve ölümüne götüren yolda ardında bıraktığı cesetleri koca bir çöp kutusuna dolduruyor. İskoçya bir mezbaha, ama İskoçya her yerde.”

“Yüzeydeki çekici modernizmin ardındaki trajik derinliği, festival izleyicisinin gördüğü pek söylenemez. İzleyiciler daha çok, Shakespearelerinin büyük ölçüde zedelendiği duygusuna kapıldılar. Lady Macbeth’i neden bir erkek oynuyor, üstelik aynı kişi Macbeth’i de oynuyor?”

“Tiyatro ve gerçeklik bu gösteride iki apayrı alan.”

“Her sahnede biraz daha yoğunlaşan savaş karşıtı ateşli bir gösteri. Sonunda yeni diktatörü görürüz. Korku ve dehşet sürmektedir.” Bu görüşler Freies Theater München’in sahnelediği Macbeth’in iki açıdan önem taşıdığı izlenimini uyandırmakta: Tiyatronun vazgeçilmez, unutulmaması gereken bir boyutu olan görsellik ve Macbeth’in kendi zamanı ve mekânı içinde hapsedilmiş olarak değil de, devingen, canlı, güncellik keşiflerini olanaklı kılan bir yapıt olarak alımlaması. Bu da ekibin Shakespeare’e büyük olasılıkla yaratıcı bir tiyatro anlayışıyla yaklaştıklarının göstergesi.

Freies Theater München yaklaşık yirmi yıldır etkinliklerini sürdüren avangard bir ekip. Tiyatronun çeşitli alanlarında çalışan 1927 doğumlu George Froscher bir süre Paris’te Jean Louis Barrault ile çalışmış. Daha sonra koreograf olarak Bonn ve Krefeld’de etkinliğini sürdürmüşlş. 1959-1962 yılları arasında New York’da bulunan Froscher, Martha Graham’den ders almış. Altmışlı yılların sonunda kendi stüdyosunu kuran Froscher, 1942 doğumlu Kurt Bildstein ile birlikte Freies Theater München’in ilk oyunu olan “Askerler”i sergilemiş. 1982’de Brezilya’ya giden ve burada iki yıl kalan Froscher ve Bildstein çeşitli kentlerde workshop düzenlemişler. Freies Theater München’in çalışmaları trajediden komediye, halk tiyatrosundan sokak tiyatrosuna uzanan geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Çağlar TANYERİ ERGAND

Yukarı