Mehmet Birkiye küratörlüğünde gerçekleştirilecek 29. İstanbul Tiyatro Festivali, altı uluslararası, 10 yerli oyundan oluşan bir programla tiyatroseverlerle buluşacak. 22 Kasım’a kadar sürecek festival programında, Odeabank işbirliğiyle sahne sanatları alanında kadın üretimini görünür kılmak için sürdürdüğü “Bu İşte Bir Kadın Var” temasıyla oyunlar da yer alacak.
Bu yıl “Bu İşte Bir Kadın Var” temasıyla festivalde yer alacak oyunlar, İlyas Özçakır rejisiyle Aşağıdaki Pencere ve Belçika’dan Flaman Kraliyet Tiyatrosu KVS yapımı Bovary.
Aşağıdaki Pencere

Aşağıdaki Pencere, bir yazar ile yarattığı karakter arasındaki gerilimi sahneye taşıyor. Genç bir yazar olan Ferda, oyununun sahnelenebilmesi için hem metnini hem de ana karakteri Feza’yı değiştirmeye karar verir. Ancak Feza bu sansüre karşı çıkar ve olayların gidişatını beklenmedik şekilde değiştirir. Ferda, sıradan bir bodrum katında giderek Feza’ya dönüşür; üstelik hiç de yalnız değildir...
N’olcak Bu Yusuf Umut’un Hali ve Herkes Kocama Benziyor oyunlarının yazarı Alis Çalışkan’ın imzasını taşıyan eser, endişelerle dolu hayatlarımıza keskin bir bakış sunuyor. Oyunun rejisinde ise Birileri ve geçen yıl festivalde yer alan Büyük Zarifi Apartmanı’nın yönetmeni İlyas Özçakır var.
Ayrıntılı bilgi ve bilet almak için tıklayın.
Bovary

“Aslında yeniden düşünülmesi gereken şey kadınlık değil erkeklik.”
“Bu İşte Bir Kadın Var” temasıyla festival sahnesinde yer alacak bir diğer oyun ise Bovary…
Emma Bovary, babasının doktoruyla evlenir. Evlilik onun için en yüce romantik hayallere açılan kapıdır; ama çok geçmeden sıkıcı gündelik hayat, korseleri kadar bunaltıcı gelir ona… Jane Eyre, Anna Karenina ve Mrs. Dalloway gibi kadın mücadelesine mal olmuş edebi karakterleri çağdaş tiyatroyla buluşturmadaki ustalığıyla tanınan Carme Portaceli’nin yorumunda Emma Bovary, hayalperest bir trajedi kahramanı değil, “21. yüzyılın feminist sesi” olarak karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.
Ayrıntılı bilgi ve bilet almak için tıklayın.