Compagnia Baccalà ile “Pss Pss” ve “clown” üzerine söyleşi

* Aşağıdaki röportaj, sahne sanatları ve gösteri dünyası hakkında içerik üreten The Widow Stanton adlı yayından alıntılanmıştır.

Camilla Pessi ve Simone Fassari, fiziksel tiyatro clown/sirk sanatçıları, Compagnia Baccalà

2012 yılında Londra Uluslararası Mim Festivali’nde büyüleyici ve eğlenceli Pss Pss’ı izlemiş olan herkesin fiziksel tiyatro, clown ve sirk topluluğu Compagnia Baccalà’nın kurucuları, profesyonel hayatlarında olduğu gibi özel hayatlarında da çift olan Camilla Pessi ve Simone Fassari ikilisiyle unutulmaz anları olacaktır. İkili, İsviçre, Verscio’daki ünlü Dimitri Tiyatro Okulu’nda tanıştıktan sonra dünyanın farklı yerlerindeki kabareler ve sirklerde birbirlerinden bağımsız çalıştı, ama 2004’te tekrar buluştu.

Elden ele ve sabit trapez becerilerine sahip akrobatlar olmalarının yanı sıra müzisyen ve çok komik birer clown sanatçısı olan Camilla ve Simone dünya çapında izlendi ve 2010’da yönetmen Louis Spagna ile yarattıkları Pss Pss ile sayısız ödül kazandılar. Şu an iki yıl önce sahneye çıktıkları Edinburgh Fringe Festivali’ne bir dönüş ziyareti yapıyorlar. Topluluğun kurulduğu İsviçre’nin Locarno şehrinden gelen Camilla, Liz Arrotoon ile sohbet ediyor. Sicilya’dan, Katanyalı Simone da ara ara onlara katılıyor.

The Widow Stanton: Sirkçi ailelerden mi geliyorsunuz?
Camilla Pessi: Pek sayılmaz.
Simone Fassari: Hayır, normal bir aileden geliyorum.
CP: Sirk okuluna da gitmedik. Bir fiziksel tiyatro okulu olan Dimitri Okulu’nda öğrenim gördük. Burada birçok beceriyi öğrenebilirsiniz: pantomim, dans, doğaçlama, akrobasi gibi. Orada 1998’de tanıştık ve 3 yıl birlikte eğitim gördük. Sonrasında başka partnerlerle çalıştık ama 2004 Noel’inde buluştuk. Bu birlikte ilk kez sahneye çıkışımızdı.

Bir gösteri dünyası geçmişiniz var mı?
CP: Benim için bunun çok garip bir hikâyesi var, çünkü ben profesyonel kayakçıydım. 16 yaşına gelene kadar İsviçre Milli Kayak Takımı’ndaydım. Sonrasında bıraktım, çünkü okul ile birlikte yürütmek çok zordu. Hem iyi yarışıp hem de okula gidemiyordum, bu yüzden aileme sadece kayak yapıp yapamayacağımı sordum ve onlar da bana: “Hayır, diplomanı alman lazım.” dedi. Dolayısıyla kayakta iyi olmak benim için mümkün olmadı ve bıraktım. Sonrasında yapacak başka bir şeyler aramaya başladım çünkü hayatım boyunca idman yapmıştım ve bedenimi kullanacağım bir şeyle devam etmeye ihtiyacım vardı. Nedenini bilmiyorum ama akrobasiye karşı çok tutkuluydum ve bir akrobasi öğretmeni aramaya başladım. Macar birini buldum, Szilard Szekely, aynı zamanda Dimitri Okulu’nda da ders veriyordu. O bizim için çok önemli, çünkü bize sadece akrobasiyi değil, hayatla ilgili de birçok şey öğretti. Çok fazla okula baktım, istediğim şeyi bulmak için çok araştırma yaptım ve en sonunda Dimitri Okulu’na ayakbastım.
SF: Benim ailemde de gösteri dünyasından biri yok… Daha önce kuzenimle iki ya da üç yıl boyunca “clown” yaptığımız bir iş yapmıştık ama sonrasında ayrıldık ve farklı yönlere gittik.

Simone, Dimitri okulunu seçmene neden olan şey neydi?
Gençliğimden beri bir buffone idim, bu yüzden Sicilya’da atölyelere katılmaya ve bazı insanlarla çalışmaya başladım. Başta sokakta çalışıyordum, sonrasında tiyatroda çalıştım. Orada çok güzel bir okuldan bahsedildiğini duydum: Scuola Dimitri. Beden ile ilgili çok fazla çalışma yapıyorlardı ve benim için fiziksel bir çalışma yapmak ve kelimeleri kullanmadan güldürebilmek çok önemliydi.

Sirk becerilerinizi nerede öğrendiniz?
CP: Dimitri okulunda drama ve clown öğrendik, sonrasında iki buçuk yıl boyunca Alexey Ivanov adında Rus bir akrobatla çalıştım ve ondan çok şey öğrendim. Bir de tabii Szilard var.
SF: [Gülüyor] Gençliğimde birçok farklı kişinin atölyelerine katıldım ama eskiden birlikte çalıştığım başka bir sanatçıdan sirk hakkında çok şey öğrendim. Gösterimiz hakkında, özellikle Camilla ile yarattığımız numara konusunda, ilk öğretmenim Camilla’ydı! [Gülüyor] Neredeyse bana bildiğim her şeyi o öğretti ve tabii ki öğretmenimiz Szilard Szekely de öyle.

İkiniz de çok komiksiniz. Okuldayken clown üzerine mi uzmanlaştınız?
CP: Bu bize kendiliğinden gelen bir şey. Bu gerçekten bize verilmiş bir hediye… Ama bizim esas amacımız clown ve akrobasiyi birleştirmek. Sizi özellikle etkileyen clown sanatçıları var mı?
CP: Eski sessiz filmler… Buster Keaton, Charlie Chaplin… Bu onları taklit etmek istediğimiz anlamına gelmiyor ama bizim için çok büyük ilham kaynakları oldular. George Carl, Paolo Nani ve Annie Fratellini gibi başka kişiler de var.

Güney Afrika’da nasıl tekrar bir araya geldiniz?
CP: Simone kız arkadaşıyla çalışıyordu ama sezon esnasında ayrılmışlar ve onun yerine geçecek birini arıyordu. Ben o esnada Alexey ile çalışmalarımı bitirmek üzereydim. Simone gösterisinde ona katılmak isteyip istemeyeceğimi sordu ve o günden beri birlikte çalışıyoruz.

“Baccalà” isminin özel bir anlamı var mı?
CP: Bu ismi Güney Afrika’dayken yaratmıştık. Baccalà’nın ne anlama geldiğini biliyor musunuz?

Morina balığı demek değil mi?
CP: Evet, ama aslında İtalyancada başka bir anlamı var. Eğer komik bir küçük erkek çocuğuysanız sizi “baccalà” diye çağırırlar. Dedem benim için çok önemli biriydi ve beni hep “baccalà” diye çağırırdı ve Simone’nin babası da onu hep baccalà diye çağırırmış. İkisini de çok erken ve beklenmedik zamanlarda kaybettik ve topluluğun ismini onlara adamaya karar verdik.

Bize biraz Pss Pss’tan bahseder misiniz?
CP: Kendi gösterimiz hakkında konuşmak hep çok zor geliyor. Diğer insanları clown dünyasının bir parçasını keşfetmeye davet etmek istiyorum, bu uçsuz bucaksız evrene yani clown’a. Clown sadece kırmızı bir burun, büyük ayakkabılar ya da birçok insanın aklındaki klişe değil. Bence bu seyircinin bizimle geçirdiği, dışarıda ne olduğunu unuttuğu ve bir saatliğine sadece güldüğü bir dünyada olduğu çok mutlu bir an.

Kostümlerinize bayıldım, kim tasarladı?
SF: Çok güzel soru!
CP: Kostümler ilk kez biz İsviçre’de Circus Monti’de sezon için çalışırken yapıldı.

Küçük şapkalarınız sizin için özel olarak mı yapıldı?
CP: Evet, ama Simone’un şapkası aslında Monti ailesinden vefat etmiş bir clown sanatçısının. Onun dul eşi, Simone’a hediye etmişti. Bu çok özel bir şey! Bu eski moda clown şapkalarını bulmanın çok zor olabileceğini biliyorum.
SF: Evet, evet.
CP: Aslında İsviçre’nin Alman kantosunda hâlâ el yapımı şapka üreten bir yer bulduk.

Müzik de yapıyorsunuz; müzikal merdiven* fikri nereden çıktı?
SF: Ben trompet, Camilla da akordeon çalıyor. Pss Pss’a hazırlanırken bir doğaçlama esnasında, sahnede çok fazla aksesuar olmasını istemedik ama trapeze ulaşabilmemiz için merdivenimiz vardı. Merdiveni kullanarak bir numara yapmayı denedik, uzun bir günü bir şeyler deneyerek geçirmiştik, sonra Camilla…
CP: Merdivenin basamaklarındaki boru şeklinde olan boşlukları yere doğru yatırmaya çalışıyordum. O zaman bir ses keşfettik. Aynı zamanda bir müzisyen de olan yönetmenimiz çıldırdı ve “Haydi bütün basamakları yere yatıralım ve bakalım bundan müzik yapabilecek miyiz.” dedi. Ama bununla müzik yapabildiğimizi keşfettiğimizde, bu merdiveni beş yıldır kullanıyorduk! [Gülüyor]

Kulağa çok eğleniyormuşsunuz gibi geliyor. Birlikte çalışmanın en çok nesini seviyorsunuz?
CP: Bence Simone çok, çok iyi bir clown sanatçısı ve clown hakkında ondan çok şey öğrendim. Hem özel hayatında hem de sahnede onun doğaçlama yapmasını izlemek çok komik çünkü o hem sahnede hem de sahne dışında bir clown sanatçısı. Onun bu yönünü gerçekten seviyorum, o hep son derece güler yüzlü ve komik.
SF: Kesinlikle Camilla da öyle. [Gülüyor] Ben normal hayatımda da hep abartılı hareket eden, abartılı tepki veren biriyim ve Camilla beni hem gösteride hem de hayatta doğru yolda tutuyor. Sevdiğim şey bu.
CP: Bir çift olarak birlikte oynamak ve birlikte yaşamak her zaman kolay olmuyor, ama yaşadığımız hayatta, çok özel bir ilişki ve bir bağa sahibiz çünkü gerçekten günün 24 saatini birlikte geçiriyoruz. Birinin bir yere işe, diğerinin başka yere işe gittiği, akşamları görüşen normal çiftler gibi değiliz. Her şeye birlikte karar veriyoruz, birlikte yaşıyoruz, birlikte oynuyoruz, her şeyi birlikte yapıyoruz ve bu gerçek bir macera.

Turne hoşunuza gidiyor mu?
SF: Hep hayalim işimle birlikte seyahat etmekti. Yani yeni kültürler keşfetmek ve her yerden insanlar tanımak için ülke değiştirmeyi gerçekten çok seviyorum. Bu benim için işime karşı çok büyük bir çağrı, avantaj, çekim. Tabii ki, insanları güldürmek çok güzel bir şey.
CP: Benim için de aynı şekilde. Bir hafta-10 gün evde geçirince rahatsız hissediyoruz ve tekrar yola koyulup sahneye çıkma ihtiyacı hissediyoruz. Bu tarz bir hayat bize gerçekten çok uyuyor.

Yeni gösteriniz hakkında bir şey söyleyebilir misiniz?
CP: Aynı karakterler olacak ve yine sessiz olacak. Pss Pss’ın ikinci bölümü gibi düşünebilirsiniz.

Gelecek için istekleriniz nedir?
CP: Yaptığımız şeyle mutluyuz ama yaş ya da ülke sınırları olmadan gösterimizi her yerde oynamaya devam etmeyi çok istiyoruz. Daha dokunamadığımız ülkeler var… ABD…
SF: Avustralya, Yeni Zelanda…
CF: Edinburgh’dan sonra bir kaç yeni kapı açmayı çok istiyoruz.

Edinburgh’a döneceğiniz için heyecanlı mısınız?
CP: Döneceğimiz için çok mutluyuz, Aurora Nova’yla gideceğimiz için de tabii. Gerçekten çok iyi bir ajans. Edinburgh’ta fiziksel tiyatro gösterileri yapıyorlar ve sahibi Wolfgang Hoffmann bunu yıllar önce, festivalde yapmış olan ilk kişilerden biri.

Simone, ben Camilla'ya Pss Pss'ı ne kadar çok sevdiğimi çünkü komik palyaçoları bulmanın ne denli zor olduğunu söylemiştim; palyaçolar genelde komik değildir…
(Gülüşler) Bu güzel, teşekkür ederiz.

Topluluk Hakkında

Camilla Pessi ve Simone Fassari, İsviçre’deki Teatro Dimitri okulunda tanıştı ve daha sonra ikisi de kendi yollarına gittiler. Yıllarca birbirlerini hiç görmeden uzak ülkelerde birçok sirk ve kabarede sahne aldılar.

2004 yılında bir gün, Simone, onunla çalışmayı bırakan daimi akrobasi partnerinin yerini alması için Camilla ile temasa geçti, böylece tekrar buluşmuş oldular.

Çok geçmeden…

Sıradışı birlikte çalışma yöntemlerinden doğan, ortağı oldukları sanatsal ve insani suçu şaşkınlıkla keşfettiler. Birlikte clown karakterlerinin özelliklerini ve tekniklerini geliştirdiler; yarattıkları repertuvarlarıyla o dönem yer aldıkları sirk topluluğundan ayrılıp, kendi başlarına yollara düştüler ve bu sefer birlikte dünyayı dolaşmaya devam ettiler.

2008 yılında tiyatro sanatçısı, müzisyen ve aynı zamanda yakın arkadaşları olan Valerio Fassari, başlıca uluslararası sirk festivallerine katılımlarında destek olmak için topluluğa dahil oldu ve o günden sonra toplulukta kaldı. Valerio ile birlikte, Camilla ve Simone tiyatro, sirk ve yaratmış oldukları karakterleri birleştirerek clown performansı hakkında bildiklerinin teatral boyutlarını derinleştirdiler.

2010 yılında yönetmen Louis Spagna, topluluğun ilk uzun metraj işini tamamladı. Pss Pss isimli gösteri tüm dünyada –Fransa, Büyük Britanya, Brezilya, Mısır, Guyana, Türkiye, Polinezya, Fas, Japonya, İtalya, Kanada, Güney Afrika, Güney Kore, Almanya, Yeni Zelanda, Romanya, Şili, Reunion, Amerika– neşeli bir şekilde karşılandı ve alkışlandı.

Pss Pss aynı zamanda 2011 yılında Londra Uluslararası Mim Festivali’nde sahnelendi. 2011, 2013, 2015 yıllarında Fransa Avignon Festivali’nde tüm biletleri tükendi ve 2014 ile 2016’da Edinburgh Fringe’e katıldı.

Yukarı