ATTIS THEATRE

  • Yazan: EURİPİDES
  • Çeviri: Leonidas ZENAKOS
  • Sahneye Koyan: Theodoros TERZOPOULOS
  • Dekor, Kostüm: Giorgos PATSAS
  • Müzik: Giannis CHRİSTOU’nun “Mystery” adlı parçasından bölümlerle Avustralya yerli müziği
  • Klarinet: Nikos FILIPPIDIS

Oyuncular

  • Koro: Euriclia SOFRONIADOU ve tüm kadro
  • Dionysos: Akis SAKELLARIOU
  • Tiresia, Agavi: Safia MIHOPOULOU
  • 1inci ve 2nci Haberci: Giorgios SIMEONIDIS
  • Pentheus: Dimitris SIAKARAS
  • Cadmo: Thedoros POLIZONIS

Tanrı Dionysos (Baküs) kendi rahiplerinin kılığına giderek doğduğu kent Tebai’ye gelir. Doğrudan geldiğini ve burada Dionysos kültürünü yaymayı amaçladığını söyler. Tebai hükümdarı genç Pentheus’un kızkardeşleri olan Kadmos’un kızları, bu yabancıyı Tanrı Dionysos olarak kabul etmemekte direnirler. Buna kızan Dionysos kızları cezalandırır ve akıllarını yitirerek dağlara doğru kaçmalarına neden olur.

Dionysos, aynı şekilde kendisine gereken saygıyı göstermeyen Pentheus’a gerçek yüzünü göstermeye karar verir.

Lidyalı ‘Bakkhalar’dan (Tanrı Dionysos’un kadın müridleri) oluşan koro, Baküs’ün hizmetindeki yaşamdan ve değişik olaylardan söz eder.

Tebai kentinin kurucusu olan yaşlı Kadmos ile kör falcı Teiresias bayram giysileri içerisinde yeni Tanrı Dionysos’a tapınmaya hazırlanırken, Pentheus görünür ve onların bu haliyle alay eder. Sonra kızgınlıkla ülkesine yöneltilen Baküs kültünün yayılmasına ve kadınların zevk düşkünü çılgınlıklarına son vermeye karar verir. Teiresias’ın geleceğe baktığı yerin yıktırılmasını ve Tebai kadınlarının gözlerini karartarak baştan çıkartan yabancının derhal tutuklanmasını emreder. Pentheus ile Dionysos’un karşılaşmalarıyla ölçülü tutum ile özgürlüğün sarhoşluğu; iradeyle çılgınlık yüz yüze gelir. Yabancı, teslim olmuşçasına geldiği yer ve yüklendiği misyon hakkında bilgi verirken, kendi kontrolünü kaybetmemeye çalışan Pentheus ile oynamaya başlamıştır bile. Pentheus, Dionysos’u zincire vurdurur ancak bunlar kendiliğinden çözülerek kolayca kaçar. Bir haberci dağlarda Baküs mucizeleri yapan kadınların haberini getirdiğinde, saray deprem ve yangından tahrip olmuştur.

Pentheus giderek aklını yitirmeye başlar; Dionysos ruhunu tutsak etmiştir. Onun merakını uyandırarak kadın kılığına girip “Bakkhalar”ın dağlarda yaptıkları alemleri gizlice izlemesini aklına sokar. Dionysos herşeyi ayalar; kadın kılığına giren Pentheus’un gizli düşlerini iyice alevlendirip gizli bir zevkle onu kentin sokaklarından geçirerek Baküs Kadınlarına doğru yol gösterir.

İkinci bir haberci korkunç sonu bildirir: Pentheus çılgın kadınlar tarafından keşfedilmiş ve kendilerini kaybettikleri sarhoşluk içerisinde onu genç bir aslan sanarak parçalamışlardır. Hepsinden önce de kendi öz anası olan Agague zafer çığlıkları arasında elinde ‘aslan’ın kafasını sallayarak Tebai’ye geri döner. Ancak Kadmos’un yakarışları onu kendine getirir ve dehşetli gerçeği görmesini sağlar.

Dionysos ilahi ihtişamıyla ortaya çıkar ve Kadmos Hanedanlığının itaatsiz fertleri üzerine verdiği laneti anlatır.

Dionysos’un bu denli katı ve acımasız davranmasına söylenen Kadmos ile Agaue ise sürgüne gönderilirler.

Yukarı