DEVLET TİYATROLARI
- Yazan: Nezihe ARAZ
- Yöneten: Raik ALNIAÇIK
- Dekor: Refik EREN
- Kostüm: Hale EREN
- Müzik: Perihan ÖNDER
- Koreografi: Editha ALNIAÇIK
- Koro Şefi: Gökçen KORAY
- Işık: Ayhan GÜLDAĞLARI
- Yönetmen Yrd.: Uğur POLAT
- Sahne Amiri: Rıza ŞAHİN
- Sahne Amiri: Mehmet BAĞLI
- Kondüvit: Rıza ŞAHİN
- Ses Efekt: Şükrü TÜMSAN
- Suflöz: Nursel TOMA
- Işık Kumanda: Enver BAŞAR, Önder ARIK
OYUNCULAR
- Rejisör: Uğur Polat
- 1. Erkek: Taner BİRSEL
- 2. Erkek: İsmail İNCEKARA
- 1. Kadın: Işıl TAYLOR
- 2. Kadın: Gamze YAPAR
- Yunus: Kürşat ALNIAÇIK
- Asi Yunus: Yunus Alptekin SERDENGEÇTİ
- Aşık Yunus: Musa UZUNLAR
- Derviş Yunus: Cem KURTOĞLU
- Abdal Yunus: Payidar TÜFEKÇİOĞLU
- Dertli Yunus: Elif KURTULDU
- Elif Kız: İpek ESEN
- Gülmisal Kız: Buket IŞILAY
- Kadın Ana: Nivan MİRASOĞLU
- Elif’in Sesi: Serpil TAMUR
- Gülmisal’in Sesi: Tijen PAR
- 1. Dede Baba: Ertuğrul İLGİN
- 2. Dede Baba: Fevzi Gün
- Koro: Devlet Opera ve Balesi Gençlik Korosu
İkibin yılına doğru inanılmaz bir hızla yol alan dünyamızda 1990-91 yılının Yunus Emre Sevgi Yılı ilan edilmesinin elbette önemli bir anlamı vardır.
Peki... Dünya büyük bir hızla gelişiyor. İletişim araçlarından sperm bankalarına, organ nakillerinden yapay organlara, kiralık rahimlerden tüp bebeklere, uzayın keşfinden nükleer güçlere... İnanılmaz bir hıza ulaşan çağımızda acaba insanoğlu ne yapıyor? Çünkü o ne bedenen fizik olarak, ne ruhen psikolojik bakımdan bu değişikliklere katılacak durumda değil henüz. Buna hazırlıklı da değildir. Dünkü insan gibi bugünkü insan da mutluysa gülüyor, mutsuzsa ağlıyor.
Ama... Dünyanın ulaştığı değişim hızı ve bu hızın etkisiyle, bugünkü insanın, hem psişik hem de fizik bir uyum sağlaması gerektiği de bir gerçektir. Çağdaş insan bir yandan bilimsel mucizeler yaratırken, bir yandan da değişmeyen evrensel gerçekleri gün ışığına çıkarmaya ve bu değişkenliğin desteklerini ve devasını bu gerçeklerde aramaya da mecburdur.
İşte, Yunus Emre’nin dünya gündemine bu bunalımlı ve gerilimli yıllarda girmesinin temel sebebi budur. Çünkü Yunus, koşullar ne olursa olsun, insanoğlunu mutlu, sağlıklı, dengeli bir düzende yaşatacak evrensel gerçeklerin şairidir. Ve onun insancında ve sanatında bu oluşum ancak SEVİ ilkesine inanmak, hayatta sonsuz bir af, anlayış, özveri ile insanı insandan ayırmadan, “yetmiş iki millete bir göz ile bakarak” yaşamak ile mümkün olacaktır.
Bu âlem içinde ne varsa... Karıncadan Süleyman’a varınca... Sevmek, hoş görmek, birbirinin varlığına sabretmek ve ancak bu yolla evrensel barışa varmak. Yunus hayatını bu gerçeği insanlara anlatmaya vakfetmiş, insanoğluna nasıl yaşandığını, nasıl yaşanması gerektiğini göstererek yaşamıştır.
Bizim yazdığımız “Ballar Balını Buldum” oyunu işte bu gerçeği yakalayabilmenin bir çabasıdır. Kendi kendisiyle, başka insanlarla ve Tanrıyla barışa varmış insan... Yunus’un dünyaya önerdiği model budur. Biz XIII. Yüzyılda değil de çağımızda yaşasaydı Yunus Emre nasıl bir kişilikle karşımıza çıkacak ve bu “üç barış” ilkesini gerçekleştirmek için bugünün insanından neler isteyecekti? Bu konuyu tartışmak istedik oyunumuzda. Bu tartışmaya HOŞGELDİNİZ. Teşekkürlerimizle.