ANKARA SANAT TİYATROSU
- Yazan: Nazım HİKMET
- Yönetmen: Yılmaz ONAY
- Müzik: Nurettin ÖZŞUCA
- Koreografi: Mehmet YALIZ
- Çevre Düzeni: Sertel ÇETİNER
- Kostüm: Birsen SELAHİ
- KONUK OYUNCULAR: Nurhan ÖZENEN, Serpin SÜKAN, İlker GÜRESUN, Altay ÖZBEK, Yonca AKÖZER, Lale Oya ÖZAN, Ali GÜL, Doğan BERK
- OYUNCULAR: Rutkay AZİZ, Erol DEMİRÖZ, Yaşar AKIN, Altan EREKLİ, Koray ERGUN, Altan GÖRDÜM, Mehmet Ulay, Ali ERKAZAN, Hakan AKIN, İsmail BOZKURT, Yaşar KARAKULAK, Cumhur ATALAN, Jale AYLANÇ, Şebnem EREKLİ
Nazım Hikmet bu oyun üzerinde çalıştığı sıralarda cezaevinden Kemal Tahir’e yazdığı mektupta şöyle der:
“Ele Tevrat’taki İbrahim ailesinden Yusuf’u aldım. Tarihe göre, malum ya, Yusuf hikâyesi, Musa da dâhil sadece efsane, fakat yine tarihe göre, yetmiş kadar İbrani’nin Mısır’a hicret ettikleri sabit. O devir Mısır’da bir ecnebi istilası var. Yine tarihe göre o devir, Mısır’da sosyal kaynaşmalar devri. Yani efsaneyle tarih birleşince çok dikkate değer bir Yusuf ve çok dikkate değer bir Mısır muhiti çıkıyor ortaya. Ben, elden geldiği kadar hem Tevrat’a, hem de tarihe sadık kaldım. Efsane, Zeliha’yı pek gölgede bırakır, hatuncağızı biraz aydınlığa çıkardım, sonra Yusuf’un zıddı bir tip Menofis adında bir Mısırlı duvarcıyı ele aldım. Yusuf’un ana hattında ve Tevrat’a göre mahiyeti şu: Kabilesine gayretle bağlı, bu bir; sonra Rabbin ona gösterdiği rüyaların gerçekleşmesi, yani demetinin önünde demetlerin eğilmesi için köleliğini kölelerin üstünde hükümran olmak için kullanan, iradeli, kurnaz, müzevir ve nihayet Mısır’da Firavun’dan sonra en büyük adam mertebesine çıkabilen ve Mısır toprağını ve halkını Firavun’a satan muhteris. Diğer taraftan Zeliha’ya deli gibi aşık ve iktidarın en yüksek mertebesine ulaştığı zaman kendini kara yılan gibi yalnız hisseden.. Menofis ölürken Yusuf’a şöyle der: “Sen Tevrat’a göre 110 yaşında öleceksin, bense kırk yaşında ölüyorum. Hâlbuki ilimizde binlerce yıl yaşayacağız. Sonra, binlerce yıl sonra sen artık bir daha dirilmemek üzere öleceksin, bense yaşamakta devam edeceğim. Yaşamak güzel şey. Firavun ve Rab seninle olsun Yusuf, hayat benimledir.”
Oyunun dramaturjisi sırasında, oyunun metninde varolan son derece değerli “yabancılaştırma” kesitlerini daha da güçlendirerek ortaya çıkarmak amacıyla, duvarcılar korosu ve şiir montajları yapıldı, şiirler tiyatrolaştırıldı. Bu da aynı zamanda şiirlerin hem şiirsel değerlerini hem de tiyatro işlevlerini taşıyacak bir müziklemeyi gerektirmiştir. Ve bunun yanısıra göze görünür ya da görünmez üsluplu bir bütün içinde hareket düzeni çevre düzeni ile birlikte ele alınmıştır.