TARİH VE MEKÂN

22.05.2010, 19.00, Galata Ana Sahne

RemDans Proje Topluluğu

  • Sanat Yönetmeni ve Koreografi: Tuğçe Tuna

Daha önceki Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivallerine Makine Beden, Düşünme Fobisi, Vertigo/o.4 eserleriyle katılan ve alanında yeni anlayışları cesurca ortaya koyan RemDans Proje Topluluğu; 17. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festival'ne konsept ve koreografisi Tuğçe Tuna'ya ait olan yeni bir disiplinlerarası dış mekân projesi ile katılıyor.
Islak Hacim, bir "alanda" içinde su bulunan hacime deniyor. Tuğçe Tuna, hem mimari alanı, hem de bedenin kendisini "ıslak hacim" olarak ele alıyor ve mutluluk, hizmet, utanç, tutku, istek, şaşırma, korku gibi duygular içerisinde, insanın o an karşısındaki durumunu ele alarak çalışmalarını geliştiriyor.
"...Hayatımda duyduğum en yoğun koridordu. Yerlere, kırılan duvarlardaki özgürlüğe, algılayamadığım korkuya ve utandığım kötülüğe, asılı kalmış masumiyete bakıyorum, ayağımın altından, genzimden, kalbimden çıkan sesleri dinliyorum. Anılar, kullanılmış yastıklar, musluklar, havadaki hayaller bedenimden içeri girip aklımı ele geçirmeye çalışıyor. Duvarlar, çerçeveler, bedenimde donmuş su gibi yerlerde camlar... Ani hareket etsem içten içe beni kesecek içimdeki su... Yürüdükçe ben onlar beni seyrediyor... Ne oldu da hayatta böyle oldu? İçinden geçip her şeyi anladığım alandan, nefes aldığım, gülümsediğim bir boşluğa geldim... İşte başlangıç noktası burası..."
Tuğçe Tuna, Bayrampaşa Eski Ceza Evi 2010

RemDans Proje Topluluğu

"Uyku süresinin son evresi olan REM rüya görülen esas uyku evresidir. Beynin temizlenmesi anlamına da gelen, REM'in eksikliği, düşünce bozukluklarına, hafıza ve algılama bozukluklarına yol açabiliyor."
RemDans Proje Topluluğu 2001 yılında dansçı, koreograf ve eğitmen Tuğçe Tuna tarafından kuruldu ve disiplinlerarası çağdaş dans-performans proje topluluğu olarak yoluna devam etmekte.
2009'da RemDans Stüdyo'yu oluşturan Tuna, projelerinin hayata geçmesinde gereksinim duyduğu tüm yaratıcılık ve araştırma disiplinlerine, dış mekân kullanımları gibi farklı sunum şekillerine ve bu projeleri sunacak her türlü "beden, fikir, mekân" yaklaşımına açık olmayı tercih ediyor ve bedeni "yaşanılan, kişinin kendi politikasını sürdürdüğü alan" olarak değerlendiriyor.

Yukarı