RUSTAVELİ TİYATROSU

  • Yazan: Bertolt BRECHT
  • Yöneten: R. STURUA
  • Dekor: G. ALEKSİ- MESKHISVILI
  • Müzik: G. KANCHELI

OYNAYANLAR

  • Anlatan: J. LOLASHVILI
  • Müzisyen: L. SIKMASHVILI
  • Yönetici, Shalva: D. PAPUASHVILI
  • Yöneticinin karısı Natella: L. GUDADZE
  • Gogi, Aide, Oyuncu: S. LAGIDZE
  • Kazbegi, Rahibe, Lancecorporal: G. SAGARADZE
  • Haberci: P. GULDANI
  • 1. Avukat, 2. Doktor: R. CHKHAIDZE
  • Simon Chachava: K. KAVSADZE
  • Grusche Vachnadze: I. GIGOSHVILI, T. DOLIDZE
  • Hemşire: N. SARADJISHVILI
  • Ahçı, Köylü Kadın: N. CHAVCHAVADZE
  • Hizmetçi Kadın: D. KHARSHILADZE, L. CHKEIDZE
  • Köylü Koca, Djandieri: K. SAKANDELIDZE
  • Karısı: L. CHKHEIDZE
  • 1. Kadın: M. KAKHIANY
  • 2. Kadın: T. DOLIDZE, D. KARSHILADSZE
  • Aptal Josef: V. GOGITIDZE
  • 1. Asker: L. GAPRINDASHVILI
  • 2. Asker: E. SAKHLTKHUTSISHVILI
  • Kayınpeder Lavrenti: D. GAGANIDZE
  • Aniko, Juguna: M. GAMTSEMLIDZE
  • Kayınvalide: L. DZIGRASHVILI
  • Azdak: R. CHKHIKVADZE
  • Doktor, 2. Avukat: D. UPLISASHVILI
  • Lame: O. ZAUTASHVILI
  • Ostler: S. ABRAMISHVILI
  • Misafirler: N. SARADJISHVILI, L. CHAVCHAVADZE, D. KHARSHILADZE, M. KAKHIANI, L. CHKHEIDZE

Bertolt Brecht ve “Kafkas Tebeşir Dairesi”

“İster Berlin, Buenos Aires ya da Lagos, ister Moskova, Pekin, İstanbul ya da New York, nerede olursa olsun, modern dram ve tiyatrodan söz edilğinde, karşımıza zorunlu olarak Brecht adı ve ‘yabancılaştırma’, ‘Epik Tiyatro’, ‘Bilim Çağının Tiyatrosu’ gibi Brecht’e özgü kavramlar çıkar.” Yazar, yönetmen ve kuramcı olarak Bertolt Brecht’in tiyatroyu gerek zamanında, gerekse kendisinden sonra derinden etkilediği kuşku götürmez bir gerçek. Brecht’in Benjamin’in deyişiyle ‘ilerici yazın tekniği’ ve ‘politik eğilimi’ yazın ve politika karşıtlığının ortadan kalktığı işlevsel bir bağıntı içindedir.

Hemen tüm oyunlarında, gerek ilk dönem öğretici oyunlarında, gerekse İkinci Dünya Savaşı sırasında yazdığı sürgün yapıtlarında Brecht, tipleri ve olayları tarihselliği ve değişebilirliği içinde ele alarak, kapitalist toplum düzenindeki çelişkili, kişiliği bölücü insan ilişkilerini anlatır. Brecht’in kişilerinin davranış biçimlerini ve içine düştükleri durumları onların karakterleri değil, toplumsal koşullar, başka bir deyişle toplum düzeni ve düzen içinde bulundukları konum belirler. İlişkiler ve bu ilişkilerin biçimi, içinde yaşanılan sistemin zorunlu sonucudur. Düzen değiştiğinde, ilişkiler de değişecektir. Düzeni değiştirecek başlıca güç kaynağını ise, görüşü gereği emekçi sınıfında görür Brecht.

Brecht’in yapıtlarında temel izlek olan, ezen- ezilen, sömüren- sömürülen, zayıf- güçlü karşıtlığı yazarın oluşturup geliştirdiği epik ya da diyalektik tiyatro tekniğiyle sunulur. Epik tiyatrodaki biçimsel öğelerin amacı; geleneksel Aristo tiyatrosunda izleyicinin içine çekildiği yanılma ve buna bağlı olarak da özdeşleşme yaşantısını kırmak, onun sahnede gösterilenle içinde yaşadığı gerçeklik arasında bağıntı kurarak var olan düzeni eleştirmesini, giderek değiştirmesini sağlamaya çalışmaktır. Bu nedenle açık dramaturji, başka bir deyişle dış gerçekliğe açık ya da örtük göndermeler yapan mesel’den yararlanma.. Bu bağlamda Brecht bazı yapıtlarında tarihsel malzemeden yararlanarak onu güncelleştirmiş ve çağ ile hesaplaşma yoluna gitmiştir. Eylemin kesintiye uğraması (songs, anlatıcı vb.) ve sahnede iki ayrı düzlemin, epik ve dramatik düzlemin oluşması; sahneler arasında konu bakımından zorunlu bir ardardalığın bulunmaması; Brecht’in birçok oyununda karşımıza çıkan mahkeme sahneleri ve izleyiciye yönelik yabancılaştırıcı oyun biçimi, epik tiyatronun en temel biçimsel öğeleridir.

Brecht’in son dönem oyunlarından olan Kafkas Tebeşir Dairesi bir oyun içinde oyundur. Ön oyunda Kafkasya’daki İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra iki komşu köy, ‘Galinsk’ ve ‘Rosa Luxemburg’ köylüleri karşı karşıya gelirler. İki köy de bir vadi üzerinde hak öne sürmektedir. Sorun vadinin hangi köye ait olacağıdır. ‘Galinsk’ köylülerinin savaş sırasında köylerini terk etmeleri gerekmiş, partizanların bulunduğu diğer köy sakinleri ise savaşa katılmışlar, bir yandan savaşırken, diğer yandan da vadinin verimli kullanımı için bir sulama projesi hazırlamışlardır. Bu nedenle vadinin kendilerinde kalmasında ısrar ederler. Ancak bu tartışma uzlaşmaz çelişkilerin var olduğu düşmanca bir ortamda geçmez çünkü Kafkasya’da çoktandır toplumcu düzen egemendir. Şakalarla, gülüşmelerle süren tartışmanın sonucunda ‘Galinsk’ köylüleri, vadinin kullanımı açısından daha iyi ve akılcı bir öneri getiren ‘Rosa Luxemburg’ köylülere ‘Galinsk’lilere aralarındaki vadi tartışmasına dolaylı bir gönderme yapan bir oyun sunarlar. Böylece asıl oyun, yani Kafkas Tebeşir Dairesi köylülerce sahnelenir.

Bir Çin söylencesinden yola çıkan Kafkas Tebeşir Dairesi’nin temel tipleri, halk insanları olan Grusche ile Azdak’tır. Prenslerin ayaklanması sonucu öldürülen vali Georgi Abaschwili’nin karısı Natella sarayından kaçarken küçük oğlu Michel’i unutur. Hizmetçi kız Grusche çocuğa sahip çıkar. Ona bakabilmek için türlü zorluklara katlanan Grusche hiçbir özveriden kaçınmaz. Bu arada köy katibi Azdak bir rastlantı sonucu yargıç olur. Ancak kurnaz bir halk adamı olan Azdak, egemen sınıfın varlığını sürdürmesi ve çıkarlarını koruması için bir araç olarak kullanılan yasalarla ve yargı mekanizmasıyla ustaca oynamakta ve onları sürekli ezilenlerin lehine çevirmektedir. Toplumsal çalkantı yatışıp eski düzen yeniden kurulduğunda, çocuğun kendilerine ait olduğunu öne süren Natella ile Grusche Azdak’ın karşısına çıkarlar. Çocuğun kimin olduğuna karar vermek, Azdak’ın son yazgısı olacaktır. Çocuk yere çizilen bir dairenin ortasına konur. Kim çocuğu kendi tarafına çekmeyi başarırsa, gerçek anne odur. Natella bütün gücüyle çocuğu kendine çekerken, Grusche canı yanacak korkusuyla onu bırakır. Azdak gerçek annenin Grusche olduğuna karar verir. Oyunun özü şu sözlerle vurgulanır:

“Her şey ona iyi bakanın olmalıdır. Örneğin anaç davrananların olmalıdır çocuklar, iyi büyümeleri için. Arabalar iyi şoförlerin olmalıdır, iyi sürülmeleri için. Vadi onu sulayanların olmalıdır, iyi ürün vermesi için.”

Kafkas Tebeşir Dairesi’nde vadi tartışmasını içeren önoyun, Kafkasya’da gerçekleştiği varsayılan idealize bir düzeni betimlemesi bakımından oldukça tartışmaya açıktır. Bu tartışmanın odağın ı hiç kuşkusuz ‘sosyalist’ ülkeler olarak adlandırdığımız Doğu Bloku’nun günümüzde yaşadığı toplumsal çalkantılar oluşturacaktır. Bu bağlamda Brecht’in Kafkas Tebeşir Dairesi’nde gerçekleştiğini öne sürdüğü düzen ne derece oturmuştur sorusu gündeme gelmektedir. Oyunla bağıntısı bakımından bu soruyla ilgili iki yönelim belirebilir. Birinci görüş, Brecht’in sanatına yansıttığı dünya görüşünde yanıldığı savını temel alır. İkinci görüş ise, Brecht’in anladığı anlamda bir toplumculuğun dünyada uygulanmadığı ve önoyunda çizilen ütopyanın hâlâ l insanlık için geçerli bir çıkış yolu olabileceğidir. Bu noktada ikinci görüş baskın çıkacaktır çünkü Brecht, adı ve yöntemleri ne olursa olsun, öncelikle insanca ve hakça bir düzenin savunucusu ve onun kurulabilmesi uğrunda çaba vermiş geleceğe umutla bakan bir sanatçıdır. Bu bakımdan da Brecht,tiyatroya getirdiği estetik-biçimsel yenilikler bir yana, yapıtlarındaki izleklerle de hâlâ günceldir, sarsıcıdır, uyarıcıdır...

Kafkas Tebeşir Dairesi’ni İstanbul Tiyatro Festivali çerçevesinde Sovyetler Birliği, Gürcistan yorumundan izlemek hiç kuşkusuz ilginç olacaktır.

Çağlar TANYERİ ERGAND

Robert Sturua ( Rustaveli Tiyatrosu Sanat Direktörü)

1938 doğumlu olan Robert Sturua, 1961’de Tiflis Devlet Tiyatro Enstitüsü Yapımcılık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, aynı yıl Rustaveli Tiyatrosu’nda çalışmaya başladı. Daha sonra uzun bir süre bu tiyatronun yöneticiliğini ve sanat direktörlüğünü üstlendi. Halen tiyatronun sanat direktörlüğünü yürütmektedir.

Çok yönlü bir sanatçı olan Robert Sturua, zamanla sanatsal düşünceye hakim profesyonel bir usta oldu. Deneysel çalışmalara olan tutkusu ve tükenmeyen araştırmacı ruhu onu her zaman en zor sorunlara doğru yöneltti. Onun yapımları derin düşünsel altyapıları, güçlü duygusal etkileri, teatral, dinamik ve çoksesli olma özellikleriyle ön plana çıkmaktadır. Bugün Robert Sturua profesyonel çizgisini bulmuş bir yaratıcıdır. 1970- 80 yılları arasında P. Kakabadze’nin “Kvarkvare” ve Shakespeare’in “Richard III.” Ve “King Lear” adlı eserlerinin dünya çapında yankılar uyandıran yapımlarını üstlendi.

İlk kez 1975 yılında sahnelediği Kafkas Tebeşir Dairesi, ustanın yeteneğini ortaya koyan en iyi örnektir. Sanatçının artistik düşünce yapısı ve gücü burada en açık şekilde ifade edilmektedir.

Robert Sturua Gürcistan’ın yanı sıra, Yunanistan, İngiltere ve Almanya’da da eserler sahneye koydu. Yapımcı halen üretken yaratıcılığına devam etmektedir.

“İnsanın içinde çok şeyler vardır ve ondan çok şey çıkartılabilir. Olduğu gibi kalması gerekmez insanın, onu olduğu gibi değil, olabileceği, olması gerektiği gibi görmeliyiz... Bu nedenle kendimi onun yerine değil, tümümüzün sözcüsü olarak onun karşısına koyuyorum. Bu bakımdan tiyatro gösterdiği şeyi yabancılaştırmaldır.” (B. Brecht)
Z. İpşiroğlu, Tiyatroda Devrim, s:59

“... (Epik tiyatroda) oyuncu, karakterlerin özelliklerini onların olaylar süreci içindeki davranışlarından çıkarıyor ve böylece karakterler üzerine bir takım sonuçlara varıyor ve fikir yürütebiliyor. Bu tür bir tiyatro anlayışı, belli karakter tiplerinden hareket ederek, olayları bir doğa yasası gibi değişmez bir şekilde yansıtan geleneksel tiyatro anlayışından kurtarıyor bizi. Biz bir karakterin tüm özelliklerini bütünüyle veremeyiz. Ancak belli bir durum, belli bir sınırlar içinde bu veya şu şekilde bir davranışa işaret edebiliriz.” (B. Brecht)

Z. İpşiroğlu, Uyumsuz Tiyatroda Gerçekçilik, s.17-18

Yukarı