İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI

  • Yazan: Nikolay GOGOL
  • Çeviri: Melih Cevdet ANDAY, Erol GÜNEY
  • Yöneten: Işıl KASAPOĞLU
  • Dekor: Atıl YALKUT
  • Kostüm: Canan GÖKNİL
  • Müzik: Esin ENGİN
  • Müzisyenler: Tahsin ENDERSOY, Ali OYTAM, Engin GÜRKEY, Hakan KUNDAK,
  • Asistanlar: Ali KARAGÖZ, Bensu ORHUNÖZ, Mehpare MERTOĞLU
  • Işık: İlhan ÖREN
  • Efekt: Hitay DAYCAN
  • Suflör: Feriha EYÜBOĞLU
  • Dekor Realizatörleri: A yhan DOĞAN, Aysel DOĞAN, Adnan YILMAZ
  • Kostüm Realizatörleri: Ayşen AKTENGİZ, Sebahat ÇOLAKOĞLU
  • Efektör: Ersin AŞAR
  • Işık Düzeni: Cahit KÖK
  • Sahne Teknisyenleri: Ömer SANIVAR, Habib KÖROĞLU, Sabri ERFİDAN, Kazım YILDIZ, Yüksel TOPÇU, Safi DEMİR, Şahin SONDUK, Mahmut ZADEGİL
  • Aksesuarlar: Halil ZORLU, Fikri YÜKSEL, Yahya KANATLAR
  • Sahne Terzileri: İbrahim KONYA, Rezzan GÜLAN
  • Kuaför: İhsan SER, Kamber DAMAR
  • Fotoğraflar: İsmet TAŞKURT

OYNAYANLAR

  • Anton Antonoviç (Kaymakam): Toron KARACAOĞLU
  • Anna Andreyevna (Karısı): Suna PEKUYSAL
  • Mariya Antonovna (Kızı): Hikmet KÖRMÜKÇÜ
  • Luka Lukiç (Milli Eğitim Müdür): Ersun KAZANÇEL
  • Ammos Liapkin (Yargıç): Kahraman ACEHAN
  • Artemi F. (Düşkünleri K. Md.): İskender BAĞCILAR
  • İvan Kuzmiç (Posta Md.): Mehmet ÇEREZCİOĞLU
  • Dobçinski: Sükan KAHRAMAN
  • Bobçinski: Necdet YAKIN
  • Hilestekov (Müfettiş): Savaş DİNÇEL
  • Osip (Uşağı): Metin ÇELİKER
  • Tüccarlar: Ali KARAGÖZ, Cem URAS, Uğur TAŞDEMİR
  • Memurlar: Adnan ALTAY, Tahir TAHİROĞLU, Mesut ÇAKARLI, Gökhan ÖZKARA
  • Eşleri: Serpil SÜEV, Binnur UYAR, Serap AKINCIOĞLU
  • Hizmetçi: Nurdan GÜR
  • Garson: Ergün IŞILDAR

Yaşamı ve Yapıtları Üstüne...

Nikolay Vasilyeviç Gogol, yoksul ama soylu bir ailenin çocuğu olarak 1809 yılında doğdu. Çocukluğu, Ukrayna’nın küçük çiftlik sahipleri arasında geçti. Lise yıllarından itibaren aktörlüğe ilgi duydu, okul gösterilerinde komik rollerde başarılı oldu.

Liseyi bitirdiğinde aktör olarak hayatına devam etmek istedi. Ancak rollerini sade ve doğal oynamak düşüncesinde olduğu için, abartmalı bir sahne dilincen yana olan tiyatro müdürleri tarafından beğenilmedi. Sevmediği işler yaptı; ancak tüm talihsizlikler onu edebiyata daha çok bağladı.

İlk önemli yapıtı, doğduğu Ukrayna’yı anlatan Dikanka Akşamları, Puşkin’in ilgisini çekti. Gogol’ün yapıtlarının önemli bir özelliği olan hüzünle neşenin içiçeliği, ilk öykülerinde bile vardır. 1833-1835 yılları arasında Gogol, önemli yapıtlarından sayılan Mirgorod Öyküleri’ni yazdı. Yazar, bu kitabında Ukrayna’nın küçük çiftlik sahiplerini, kasaba yaşamını, gerçekçi bir yaklaşımla anlattı.

Gogol’ün yapıtları yaşamın aynasıdır. Onun öykülerinde, romanlarında, komedyalarında sadece çiftlik beyleri değil, şehirli tüccarlar, sanatkarlar, memurlar, sıradan insanlar günlük yaşamı paylaşırlar,iç içe yaşarlar. Petersburg’da kaldığı dönemde , yakından görüp tanıdığı para, yükselme hırsı, sosyal eşitsizlik sorunlarını Petersburg Öyküleri kitabında işlemiştir. Bu yapıtın en güzel öyküsü Kaput, Rus Edebiyatı’nda yepeyeni bir başlangıç olmuştur. Toplumun alt katlarında yaşayan insanlara duyulan derin sevgi ve dönemin özelliğidir. Dostoyevski’nin XIX. yüzyılın yazarlarından söz ederken; “Hepimiz Kaput’tan çıktık”, demesi boşuna değildir.

Gogol giderek tiyatroya ilgisini arttırmış, 1833’te Bir Evlenme, 1835’te Müfettiş’i yazmıştır.

Müfettiş’in ilk oynandığında tepkilerle karşılanması, kendi davaları için kullanmaya kalkışmaları yazarı üzmüş; onun Rusya’yı terk ederek İtalya’ ya gitmesine neden olmuştur. Oysa Gogol, bu sırada, en önemli yapıtı sayılan Ölü Canlar’ın konusunu Puşkin’den almış, onu yazmaktaydı.

Ölü Canlar’ın birinci cildi 1842 yılında yayınlandı, büyük başarı kazandı. Ancak yazar, yapıtından memnun kalmadı. Ona göre, birinci cilt, Rusya’nın kötü bir yanını gösteriyordu. İkinci ve üçüncü ciltler ise, Rus toplumunun olumlu yönlerini anlatacak, iyi olmanın çıkış yollarını gösterecekti. Ancak Gogol, yazdıklarını yaktı. Bugün okuduğumuz ikinci cilt, yazarın evinde bulunan bazı notlar ve bölümlerden oluşmuştur.
Gogol, dünyadaki bütün kötülüklerin insanlardaki kötü niyetlerden ileri geldiğini ve bu kötü niyetlerin temizlenme işini, (Müfettiş ve Ölü Canlar’da yaptığı gibi) kötü insanları yererek değil, iyi insanların anlatarak başarabileceğini düşünüyordu. Oysa Gogol, gerçekçi bir yazar olduğu için dünyadaki kötülükleri görmeye alışmıştı. Ne kadar istese de, iyi insanlar iyi gidişler yaratamazdı. Bu düşüncelerle yazdığı yapıtlarını yeni biçimlerde yorumlamaya kalkıştı. Müfettiş’e yeni bölümler ekledi. Bu eklerde Gogol, aktörlerin bakışından Müfettiş’i inceliyor, yapıtını devlet düzenini yıkmak değil, insan ruhunun temizlenmesi niyetiyle yazdığını savunuyordu.

Tiyatro’dan Çıkış, bu amacını anlatmak için yazılmıştır. Gogol, toplumda kökten bir değişim olsun istemiyor; gösterdiği kötülüklerin, giderilmesi kolay kötülükler olduğuna insanları inandırmak istiyordu. Sonuçta,Gogol’ün ulaştığı nokta, onu sevenlerde hoşnutsuzluk uyandırdı. Önceleri onu çok seven, savunan, dönemin ünlü eleştirmeni Belinski bile, ona şiddetle saldırdı. Bu durum, Gogol’e büsbütün dokundu. Hastalığı giderek arttı, son yıllarını dinsel kaygılar içinde geçirdi. 4 Mart 19852’de sinir bunalımları içinde öldü.

Komedya Anlayışı ve Müfettiş Üstüne...

- Gogol’e göre komedya, her şeyden önce insanları neşelendiren, güldüren bir sanattır. Oysa o dönemde gülme/ güldürme kaba ve cahil halkın eğlenmesine yarayan bayağı bir şey sayılıyordu.

-Gülünçlük, gülünç durumlar aramızda/ çevremizde her yerde vardır. Bu gizli gülünçlüğün ortaya çıkarılması gülünç karakterlerle olur.

- Gülünç karakterler yeterli değildir, bir de sosyal gerçeği ortaya koymak gereklidir. Bu da yergi (yerme) kullanılarak yapılabilir.

- Komedya, her şeyden önce bir sahne yapıtıdır.

Gogol, Müfettiş’in konusunu Puşkin’den almıştır. Puşkin, ona yaşadığı / gördüğü çevreden aldığı bir olayı önermiştir. O dönemde, Rusya’da, kendisine müfettiş süsü veren kişilere rastlanıyordu. Hükümet yeni düzenlemelere giriştiği için, devlet dairelerini sık sık denetliyordu. Hatta Puşkin’i de bir gün, müfettiş sanmışlardı. Bu müfettişlerin pek çoğu, kendilerini tanıtmadan geziyordu.

Gogol, Müfettiş oyununa 1835 yılının Ekim ayında başladı. Aralık ayında bitirdi. Ancak Oyun Nisan 1836’da oynandı... Gogol, oyununu üç kez yeniden yazdı, ilk oynanışından sonra iki kez değiştirdi.

Yazar, Müfettiş’le devlet mekanizmasını alaya almadığını söylemesine karşın devleti de hiçbir zaman savunmamıştır. Gogol, Müfettiş’in geçtiği kasabayı, ‘ruhumuzun karanlık kenti’ diye tanımlamış, onun çirkinliklerini/ bayağılıklarını ortaya sermek gerektiğine inanmıştır. Bunu da ancak gerçek bir müfettişle, yani insanın kendi kendisini yererek / iğneleyerekyapabileceğini göstermiştir.

Müfettiş’teki karakterler, kötü kişilikler değildir. Dönemin eleştirmeni Belinski, oyundaki kaymakamdan söz ederken, “şuna dikkat ediniz ki, kaymakam ahlaksızbir adam sayılamaz. Bütün bunlar onun ahlak gelişiminin, ödevlerini kavrayış tarzının doğal sonucudur” diyor. Kaymakam da kendsini bu yolda savunuyor; “ben böyle davrananların ne birincisi ne de sonuncusuyum; herkes böyle yapıyor.”

Ancak Gogol, insan ruhunun karanlık kentinden dışarıya hiçbir ümit ışığı da göstermemiştir. Oyunda, adaletli bir mutlu son yoktur. Sahici müfettişin geldiğini haber veren jandarma, doğruluğun ve ümidin henüz ölmediğini müjdeler.

Gogol, Müfettiş’in ilk oynandığında, nasıl karşılandığına ilişkin yazdığı bir mektubunda şöyle diyor: “Seyirciler oyundan genellikle memnun kaldılar. Yarısı piyesi çok iyi karşıladı. Yarısı da bastı küfrü. Ama bu küfrün nedeni sanatla ilgili değildir.”

Oyunda kaymakam rolünü oynayan aktör Sçepkin, piyese karşı yapılan saldırıları açıklıyor; “Bu piyesi seyretmeye gelenlerin yarısı rüşvet vermeye, yarısı da rüşvet almaya alışmıştır. Eh, onlardan daha iyi bir karşılık beklemek de anlamsız olur.”

Çehov ise yıllar sonra, hem oyunun yazarını, hem de aktörünü yanıtlıyor; “Bir oyun, seyredenleri iyi ya da kötü dedirterek ikiye bölebiliyorsa, o oyunu dikkatlice izlemek gerekir.”

Dün olduğu gibi, bugün de Çehov’a inanmak, “Gogol’ü alkışlamak” insana keyif veriyor!
Mehmet KÖK

Yukarı