KENT OYUNCULARI

  • Yazan: Ludmilla RAZUMOVSKAYA
  • Çeviri: Belgi PAKSOY
  • Yöneten: Yıldız Kenter
  • Y. Yardımcısı: Mehmet BİRKİYE
  • Dekor, Kostüm: Süha ÖZTARTAR
  • Işık: Hasan BİTNEL / Atacan KUŞ
  • Efekt: Cavit ÇOLAK

OYNAYANLAR

  • Yelena Sergeyevna: Yıldız KENTER
  • Lalya: Aslı ÖYKEN
  • Paşa: Bora SEÇKİN
  • Vitya: Hakan GERÇEK
  • Volodya: Ziya KÜRKÜT

“Sovyet gençliği böyle davranmaz.”

Ne tuhaf, ne aykırı ve ne kadar bildik bir cümle.

1981 yılında Sovyetker Birliği Kültür Bakanlığı yetkilileri ile ebedi ve politik sansür kurulları, Ludmilla Razumovskaya’nın Sevgili Yelena Sergeyevna adlı oyununu bu gerekçeyle geri çevirdiler.

Oysa kendilerini sipariş etmişlerdi; gençlik sorunları üzerine bir oyun yazmasını yazardan kendileri istemişlerdi. Razumovskaya Kültür Bakanlığı’ndan oyun siparişi almak ve sonra da yasaklı yazarlar arasına girmek noktasına nasıl geldi?

Ludmila, bir subay kızı olarak Baltık bölgesinde, Riga’da dünyaya geldi. Çok ufak yaşta babasını yitirdikten sonra çocukluğu ve yetişme dönemi Leningrad’da geçti. O kültür ortamında büyüyen Razumovskaya, 1974 yılında Leningrad Üniversitesi Tiyatro eleştirmenliği bölümünü bitirerek eleştiriler yazmaya başladı. İki yıl sonra, eğilimleri onu tiyatronun bir başka alanına yöneltti ve ilk oyunu Simya (Aile) 1976-77 tiyatro döneminde Leninci Komsomol Tiyatrosu’nda provaya alındı. Razumovskaya’nın kendi ailesini çıkış noktası alarak, aile yapısı içindeki karşılıklı etkileri baskıları, sorunları ve zorlukları irdelediği bu oyuna sansür kurullarınca izin verilmemesi, genç yazarı yazarlıkta direnme kararına vardırdı.

“Bir yazar yetenekliyse, söyleyecek sözü varsa, yazdıklarına inancı, direnecek gücü varsa, er geç tiyatrosunu bulur” diyerek 1978’de Aynı Çatı Altında, 1979’da Eski Evin Rüyası adlı oyunları yazan Ludmila Razumovskaya, bir yandan da Moskova Tiyatro Yazarlığı Yüksek Okulu’na devam etmeye başladı. (Burada sistemden söz açmak gerekiyor. Sovyetler Birliği’nde Tiyatro Yazarlığı Yüksek Okulu’ndan diploma alan kişiler, devlet desteğinden yararlanabiliyorlar. Kültür Bakanlığı diplomalı yazarlara kendi belirlediği konular üzerinde oyun sipariş ediyor ve bu oyunların tiyatrolarda oynanması için destek ve kolaylık sağlıyor. Böylece yasallık kazanan yazarlar, seyirciye ulaşma olanağını daha korkusuz yakalıyorlar. Perestroika öncesinden söz ediyoruz kuşkusuz.

Ludmila Razumovskaya, 1980’de Moskova Tiyatro Yazarları Yüksek Okulu’ndan diplomasını alıp Kültür Bakanlığı ile “Yazarlık Anlaşması”nı imzaladıktan sonra ilk resmi siparişini aldı: Gençlik sorunlarını konu eden bir oyun. Ve Sevgili Yelena Sergeyevna dünyaya geldi. Ne var ki, siparişin bu sonucu yetkililer üzerinde bir şok etkisi yaptı. “Sovyet gençliğinin böyle sorunları yoktur” kararı, oyunun desteklenmek şöyle dursun, sakıncalı olması için yetip arttı. Ancak ‘sakıncalı’ damgası, merkezden hayli uzak Baltık Cumhuriyetleri’nde pek de etkili olmadığından, Talin’deki Estonya Gençlik Tiyatrosu 1981’de oyunu sahneledi.

Oyunun büyük başarı kazanması üzerine, Sevgili Yelena Sergeyevna çok sayıda tiyatroda repertuvara alındı ve provalar başladı. Ama oyunun ilk sahnelenişi, alkışlarla birlikte devlet yasağını da getirdi ve Ludmila Razumovskaya’nın oyun yazması yetkililer tarafından yasaklandı. Bu yasak yalnızca Yelena’yı değil, Razumovskaya’nın tüm oyunlarını kapsayan bir yayın ve sahneleme yasağıydı. Yasaklı yazar olarak zor ve kara bir dönem yaşayan Ludmila, 1981’e kadar altı oyun yazdı. Bu arada yasaklanan oyunları üzerinde açık oturumlar düzenleniyor ve bütün tiyatrolar, bu yasağa karşı yönetimle mücadeleye giriyordu. Topraksız Bahçe oyunu Leningrad’da yasaklanırken, Kız Kardeşler oyunu için ayda bir gün ve en çok 120 seyirciye oynanmak üzere sınırlı bir izin verildi.

Razumovskaya, 1981’de çağdaş bir mesaj ve içerikle işlediği Medea’da yaşamın tek gerçeği ve barışın tek yolu olarak sevgiyi temel aldı. Bütün oyunlarında ve yaşama bakışında sevgi kavramından hareket eden yazar, 1984’te yazdığı Maya oyununda kendi kuşağının sanatçılarını ele aldı. Bu sanatçıların, ödün vermemek adına kendi meslekleri dışında işlere yönelmelerini, kapıcılık, tamircilik gibi uğraşlara girerek sanatçı onurlarını koruyuşlarını anlattı.

Razumovskaya, büyükleri de ilgilendiren çocuk oyunları ve çok sayıda film senaryosu yazdı. Sevgili Yelena Sergeyevna Eldar Rizanof’un, Komedyenler İlyiç Heifitz’in yönetmenliğinde filme alındı.

Şimdilerde Marie Stuart adlı bir oyun üzerindeçalışan Razumovskaya, Perestroika’yı yalnızca kendi ülkesi için önemli bir süreç olarak tanımlıyor. Ancak, bu sürecin nasıl biteceğini ve ortaya çıkan acıklı durumun nasıl bir sonuca ulaşacağını kestiremiyor. Yazar bu konudaki görüşlerini çağdaş bir komedi çerçevesinde yansıtmayı tasarlıyor ve bu yeni oyunda ülkesinin trajedisini ve değişimlerini görmüş 70’lik bir baba ile iki oğlunun öykülerini anlatmaya hazırlanıyor.

Sevgili Yelena Sergeyevna’yı dilimize çeviren Belgi Paksoy’un “Genelde kuşaklararası farklılıkların trajik uç noktalarının çağdaş tiyatroya yansıması” diye tanımladığı bu oyunda, kuşaklararası çatışmalarda toplumun her döneminin, yüzyılların, geleneklerin, öğretilerin bir arada tartışıldığını görüyoruz. Ancak, sahnede izleyeceğimiz kişiler, belli toplumların, belli sistemlerin ürettiği kuşaklar değil, evrensel boyutta sorunları yaşayan kişiler.

Ve “Yelena...”

“Initation” törenleri, insanın en temel gereksinimleriyle ilintili olduğu için, sınavların en hakçasıydı galiba.

Yer yer ve yerel nüanslara karşın genelde değer yargıları ve değer ölçütleri, yalnızca ‘kuşaklararası çatışma’ yorumuyla geçiştirilemeyecek sonuçlar yaratıyor günümüzde.

Eğitim sürecinin sıradan aşamalarından olması gereken sınavlar, pek çok ülkede kişinin yarınını, o yarınları yaşamayacak olanların iki dudağı arasına sıkıştırıveriyor. Sevgili Yelena Sergeyevna’da bu yüzden köşeye sıkışmış dört genci tanıyoruz. Bir de öğretmenlerini. Öğretmen, yaşı ne olursa olsun (örneğin Sovyetler Birliği’ndeki sahnelenişlerinden bazısında çok genç), yerleşik düzenin bir parçası konumuna gelmekle farklı bir kuşağın temsilcisi durumunda. Bu fark, yaştan değil, daha çok yaşam koşullarından ve koşullandırılmışlıklarından kaynaklanıyor. Öğrenciler de yalnız sistemin değil, bir paradoksun içine sıkışmışlıklar. Belki çoğunluktan daha iyi yaşam koşulları adına, ama yine de yerleik düzende yer alabilmek için çaba veriyorlar. Bu çabayı verirken de, yerleşirken düzenin değer yargılarına ve ölçütlerine ters düşüyorlar.

Ludmila Razumovskaya, olabildiğince nesnel bir açıdan bakıyor sahnededki kişilerine. Karşımızdaki beş kişinin özgeçmişleriyle koşullandırılmadan, sahnede yer alan olaya tanık oluyoruz yalnızca. Yazar, değişik kişiliklerin değişik yaklaşımlarını, bu olayın yalınlığı ve çarpıcılığı içinde aktarıyor. Yargılama, suçlama, savunma ve son yargı yazardan gelmiyor; yorum ve sentez izleyiciye bırakılıyor.

Sevgili Yelena Sergeyevna, Perestroika öncesi yasaklanmış bir Rus oyunu olarak elbette önemli. Ama göreceğiniz gibi, oyunun konusu yalnızca Rus insanlarına, o toplum yapısına, o siyasal sisteme özgü değil. Bugün adları Lalya, Paşa, Vitya, Volodyaolmayan daha binlerce, yüz binlerce genç aynı sorunu yaşıyor dünyanın çeşitli yerlerinde.

Oyundaki öğrenciler, ister bireysel değerlendirmelerimizden, ister genel geçer yargılar açısından bakalım, pek de doğru ve hoş görünmeyen işler yapıyorlar. Yine de sonuçta fazla ayıplamıyor, hele hele hiç öfke duymuyoruz onlara. Çünkü birey ve toplum olarak içten içe biliyoruz ki, çocuklarımızı, gençlerimizi kendi değer yargılarımıza, kendi özlemlerimize, kendi hesaplarımıza uygun yarınlar için (sevecenlik ve iyi niyetle bile olsa) zorlarken birer ucube yaratmaktayız.

Sevgili Yelena Sergeyevna, teknik olarak güçlü bir yazarlık ürünü, konu olarak evrensel boyutu yakalamış bir yapıt ve eğitim sisteminin çıkmazlarında dönenen ülkemiz için önemli bir oyun.
Seçkin SELVİ

Yukarı