TARİH VE MEKÂN

19.05.2016, 20.30
20.05.2016, 15.00
Cevahir Sahnesi

Yaklaşık 80’ sürer; ara yoktur.
İngilizce, Fransızca ve Portekizce; Türkçe ve İngilizce üstyazılı.
Dünya prömiyeri.

TEATRO PRAGA

  • Ortak Yapımcılar: São Luiz Teatro Municipal (Lisbon), Théâtre de la Ville (Paris), Istanbul Theatre Festival (Istanbul), Teatro Municipal do Porto. Rivoli. Campo Alegre (Porto), Casa Fernando Pessoa (Lisbon)
  • Metin ve Yöneten: André e. Teodósio, Cláudia Jardim, José Maria Vieira Mendes, Pedro Zegre Penim
  • Müzik Direktörü: Xinobi
  • Sahne Tasarımı: João Pedro Vale, Nuno Alexandre Ferreira
  • Işık Tasarımı: Daniel Worm d’Assumpção
  • Kostüm Tasarımı: Joana Barrios
  • Ses Tasarımı: Sérgio Henriques
  • Usta Terzi: Rosário Balbi
  • Yapımcı: Sara Garrinhas
  • Oynayanlar: André e. Teodósio, Cláudia Jardim, Diogo Bento, Jenny Larrue, Joana Barrios, Maryne Lanaro, Pedro Zegre Penim, Gonçalo Pereira Valves

İstanbul Tiyatro Festivali ortak yapımı.

Fernando Pessoa’nın yaşamı ve yapıtlarından esinlenilmiştir.

O Espaço do Tempo ve Pólo Cultural Gaivotas Boavista’nın misafir sanatçı ağırlama desteğiyle

Teşekkürler;

Kendilerini bir “sanatçılar federasyonu” olarak tanımlayan ve kuruldukları 2005 yılından bu yana ünleri dünya çapında yayılan Portekizli topluluk Teatro Praga, merakla beklenen son oyunları Zululuzu’nun prömiyerini 20. İstanbul Tiyatro Festivali’nde gerçekleştiriyor. Oyun, ülkemizde daha çok Huzursuzluğun Kitabı ile tanınan, Portekiz edebiyatının önde gelen isimlerinden Fernando Pessoa’nın Güney Afrika’da özgürlük peşinde geçirdiği gençlik yıllarına doğru şiirsel bir yolculuk sunuyor. Pessoa ilk şiirlerini Zulu bölgesinin kalbindeki Durban kentinde İngilizce olarak yazmaya başladı ve sayıları yetmişi bulacak edebi karakterlerinden ilkini burada yarattı. 1905’te Lizbon’da üniversiteye gitmek için Güney Afrika’dan ayrıldı. Hayatının sonuna kadar Lizbon’da kaldı ve bir daha hiç seyahat etmedi. Teatro Praga bu oyunda, iki kıtayı ayıran düşsel sınırları ve Aparteid’in keskin kodlarını yerle bir eden bir sahne estetiğiyle seyirciyi büyülüyor. Multimedya kullanımıyla gerçek ve kurgu ayrımının yok olduğu bu fantastik dünya, ancak Teatro Praga’nın mutfağından çıkabilirdi.

Oyun Sonrası: Pedro Zegre Penim ile söyleşi (19 Mayıs)

Yukarı