TARİH VE MEKÂN
{{item.tarih}}, {{item.mekan}}
Çevrimiçi gösterimler, 22 Ekim 20.00'de Passo Studio web sitesinde yayına girecek ve 20 Kasım 00.00'da yayından kaldırılacaktır. Bilet aldığınız gösterimler için "oynat" tuşuna bastıktan sonra izlemeyi tamamlamak için 48 saatiniz bulunmaktadır, güvenlik nedeniyle "oynat" tuşuna bastıktan 48 saat sonra gösterime erişiminiz kesilecektir. Ayrıntılı bilgi için tıklayın.
Yaklaşık 120’ sürer.
Rusça, Türkçe altyazılı.
+16 yaş için uygundur.
GOLDEN MASK İSTANBUL’DA ÇEVRİMİÇİ
Golden Mask İstanbul’da Çevrimiçi bölümünde Golden Mask Rusya Sahne Sanatları Festivali tarafından
desteklenen üç yapım; Ayı, Boris ve Güneşin Çocukları bu yıl seyircimizle buluşuyor.
RED TORCH THEATRE, NOVOSIBIRSK
Maksim Gorki’nin aynı adlı yapıtından uyarlayan: Olga Fedyanina
- Yöneten: Timofei Kulyabin
- Sahne Tasarımı: Oleg Golovko
- Işık Tasarımı: Aleksandr Romanov
- Oynayanlar: Pavel Polyakov, Irina Krivonos, Darya Emelyanova, Konstantin Telegin, Andrey Chernykh, Elena Drinevskaya
Rusya’nın başarılı olduğu kadar imza attığı her oyunuyla adından söz ettiren genç yönetmeni Timofei Kulyabin, Maksim Gorki’nin Güneşin Çocukları adlı oyununun yepyeni bir uyarlamasıyla ekranlarınızda.
Kulyabin, yorumun gücüne sıkı sıkıya bağlı bir sanatçı; klasik metinleri gerçekçi bir biçimde yeniden sahnelemekten yana… Güneşin Çocukları, oldukça etkileyici bir sahne diline sahip ve sonuna kadar soluksuz izleyeceğiniz bir oyun. Gorki’nin 1905 Devrimi öncesi aydınlar ve halk arasındaki derin ayrışmayı çelişkileri ve uçurumuyla birlikte anlattığı, Olga Fedyanina’nın özgün kaynağından büyüleyici bir biçimde yeniden yazdığı Kulyabin’in bu parlak uyarlamasında Stanford Üniversitesi’ndeki Rus biliminsanları ile Steve Jobs ve Elon Musk’ın konuşma metinlerinin iç içe geçmesine tanık olacağız. Gorki’nin fırtına öncesi sessizlikte koşuşturan kahramanlarının aksine, Kulyabin’in karakterleri kendilerini 20. yüzyıl ve milenyum arasındaki Stanford Üniversitesi kampüsünün hava geçirmez bir alanında buluyorlar. Devrim öncesinin atmosferi bu kez bir teknolojik devrimin sahasında kendini var ediyor. Kulyabin’in özellikle bir deneyim ve anlatı alanı olarak ele aldığı duygulara odaklandığı oyun, büyük bir değişim anına sıkışmış iki ayrı zamanın taraflarını sorgularken tüm dikkatimizi günümüzde olduğu gibi bir eşiğe yöneltmemizi sağlıyor: Hâlâ güneşin ve karanlığın çocukları var mı, varsa tam olarak nerede duruyorlar?